TÜRKÜLER
: Her kültürün kendine mahsus bir takım sosyal dinamikleri vardır. Belli
bir toplum içerisinde yaşayabilme uyumu ve başarısı bu sosyal
dinamiklere bağlı olduğundan, kişi, doğumundan ölümüne kadar kendisini
çepçevre saran yerel kültür değerleriyle kuşatılmıştır. Bu yerel kültür
değerleri; türkülerdir, manilerdir, masallardır, bilmecelerdir,
ağıtlardır, dil ve anlatım özellikleridir, efsanelerdir, velhasıl
kendimiz kokan her şeydir. Her ulus kendi kültürü yaratırken, kültürünün
ayrılmaz bir parçası olan folklorünü de yaratmış, sevinçlerini,
üzüntülerini ve acılarını değişik kalıplarda ifade edecek formları da
bulmuştur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesiyle Karadeniz Bölgesinin
Bağlantı noktasında bulunan Kelkit ilçemizin türkülerinde 93 Harbinin ve
Rus işgalinin derin izlerini bulmak mümkündür. O acılı yıllardan
günümüze gelen süreç içinde insanımız bazen sevinmiş, bazen üzülmüş ;
üzüntülerini ve sevinçlerini saza, söze dökmüştür. Bölgemiz insanları,
geri kalmışlığın kaynağı cehaletle savaşırken, onun getirdiklerine de
katlanmak zorunda kalmıştır. Kısacası üzerinde yaşadığımız
coğrafya,insanımızın sevme hasretine ayrılık ateşi katmış, bu durdum
türkülerimize de yansımıştır.
KELKİT VE YÖRESİ EL SANATLARI
: Gelişen ve değişen dünya düzleminde, tek tip bir dünya vatandaşlığı
kavramının artık kaçınılmaz bir şekilde gündemimizi işgal ettiği gerçeği
karşısında,yerel nitelikli duyarlılıklarımıza eskisi kadar
yaslanamadığımızı, yerel değerlerimize eskisi kadar önem vermediğimizi
biliyoruz. Yozlaşan böyle bir yolun takipçisi milletler, her zaman kendi
öz benliklerini kaybetmiş, toparlayıcı bir unsur olarak kendi öz
benliklerine dönememişlerdir. Kelkit yöremizde el sanatları çok yaygın
olmakla beraber, kurumsal bir yapı arzetmediği için, her geçen gün
unutulmaya yüz tutmuştur. Çok değil, bundan 20-30 yıl evveline kadar, el
sanatlarından geçimini temin eden ailelerin bulunuyor olması el
sanatlarının yaygınlığı açısından bizlere bir fikir vermektedir. Her
sene çeşitli el sanatlarında Halk Eğitim Merkez Müdürlüğünce açılan
kurslar ve sergiler, unutulmaya yüz tutmuş el sanatlarımızı tekrar o
eski canlı günlerine döndürmektedir. El sanatlarına karşı duyulan ilgi
ve otantik özelliğini koruyan özellikle Zilli Kilime karşı duyulan talep
her geçen gün artmaktadır. Bu potansiyeli daha da işlevsel bir hale
getirmek için kendi kültürümüze karşı daha duyarlı bir bakış açısı
geliştirip yerel kimliğimiz üzerindeki araştırmaların yaygın olması
gerekmektedir.
1 Temmuz 2013 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız
Mutluluk Duyarız
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder